HEY KARADENİZLİM
Dağları yemyeşil
gözleri deniz mavisi
kıyıları fındık, çay ile örülü Karadenizlim.
Neden bir Kürt şarkısını öğrenme lütfunda bulunmuyorsun?
çok mu zor dost dilini konuşmak
çayını ikram edip kahvesini içmek
horonda, halayda, cenazede omuz omuza durmak.
Kız alıp kız vermek
hısım akraba olmak
dost olmak dururken, nedir bu vaziyet?
Böyle vefasız davranmana
böyle kayıtsız kalmana
zulme göz yummana anlam veremiyorum.
Neden gençlerimizin yitip gitmesini kanıksıyorsun?
insani değerlerin aşınmasına rıza gösteriyorsun?
hey Karadenizlim hey!
Şayet bu ateş sönmezse
o güzelim dağların da cayır cayır yanacak
sahillerde martılar ölümden nasibini alacak
senin de anan ağlayacak.
Martıların sesine,
hamsiye ve mısır ununa hasret kalacaksın
bugünleri mumla arayacaksın
be Karadenizlim.
Bu iş omuz silkelemeye gelmez
savaş sürdükçe hepimiz ağlayacağız
sadece silah kartelleri gülecek.
Biz yavan ekmeğe talim ederken
karteller köşe üstüne köşe dönecekler
şimdi anladın mı ne demek istediğimi?
Bu bir yalvarış değil
zalimden koktuğum zannedilmesin
insan olmanın gereğidir benimkisi
vicdanlı bir şairin sesleniş biçimidir.
20.12.2017 Zürih
“Kırık Sandal” kitabımdan.