14 Mayıs 2023 ve 28 Mayıs 2023’te gerçekleşen seçim sonuçları, Türkiye toplumunu ve özellikle kendisini sosyalist, sosyal demokrat görenler için tarihsel bir yenilgidir. Bundan sonra sürekli yapıldığı gibi daha geniş örgütlülüğe gideceğiz, yok şunu yapacağız, yok bunu yapacağız deme şansları artık kalmamıştır. İnandıkları felsefelerine eleştirel bakmayı bilmedikleri ya da kabul etmedikleri sürece, aynı çember içinde dönerek kendi kendilerini çürütmekten başka bir işe yaramayacak. Bu değerlendirmenin açılımı özet olarak şu şekilde ifade edilebilir.
DOĞA, TANRI, DİN, PEYGAMBER, İNANÇ, SİYASİ LİDER, SOSYALİZM, KOMÜNİZM VE KİŞİLERE SAPLANTILI ŞEKİLDE BAĞLILIK, YA DA ONU SÜREKLİ AZİZLEYEREK ANMAK, O TOPLUM VE BİREYİN DÜŞÜNCESİNİN GELİŞMEDİĞİNİ GÖSTERDİĞİ GİBİ YETERLİ KÜLTÜRDEN EKSİK, NİTELİKSİZ OLUNDUĞUNUN EN SOMUT İFADESİDİR.
Bu yüzdendir ki Türkiye gibi toplumlarda sürekli ideolojik ya da dinsel kutuplaşma ve çatışmalar, en acımasız şekilde devam ediyor. Tüm bunların nedeni, bilimsel metoda dayalı temel eğitim ve genel kültüre sahip olunmayışıdır. Ve psikolojik olarak saplantılı bağlılıkla, mevcut kültürel boşluğu doldurma çabası, her türlü çatışma, didişme ve başarısızlığı getirmektedir.
ÖRNEĞİN: Dine, Marksizm’e, Peygambere, Devlete, Atatürk’e, Chegovera’ya, Öcalan’a, Deniz, İbo ve Mahirlere söz söyletmeyecek şekilde bağlılıklar, bizim gibi toplumların kültürel olarak dünyanın çok gerisinde olduğumuzu açık şekilde ortaya koyuyor. En kutsalını eleştirmeyen veya eleştirilmesine tahammül etmeyen kişi ve siyasi düşünceler, Marksizmi yutmuş olsa bile ciddi bir niteliksiziğin içerisinde boğulmuşluktur. Yüzyıldır ortaya çıkan başarısızlıklar bunu kanıtlayama yetiyor.
Her konuşmamızın başında sürekli eleştirdiğimiz Kapitalist Avrupa’ya baktığımızda, şu gerçeği herkes biliyor ve şahit olmuştur. Herhangi bir kişi ya da siyasi düşüncenin, Avrupalıların değer ve kutsallarını eleştirdiğinde, buna yasak getirecek basitliğe tenezur etmemeleri neyin sonucudur? İstisnaların dışında Avrupalı toplumların siyasi, ekonomik ya da inançsal en ufak ideolojik çatışmaları yaşamamaları, topluma gerçeğe yakın bilimsel bir eğitim ve kültürü vermelerinin sonucudur. Bunun başka bir sihri yoktur. Türkiye gibi toplumlarda ise sosyalistlerde; dinciler gibi saplantılı bir bağlılığın batağından henüz çıkmış değiller. Bu bataklıktan çıkılmadığı sürece, hiçbir zaman gerçek amaca ulaşamayacağı artık görülmelidir.
Cemal Zöngür